RÖPORTAJ: FİLİZ BAHÇIVAN

Zorbalar ve kaba insanlar hep vardı, ancak teknolojinin  de gelişmesiyle beraber artık harekete geçebilecekleri yeni bir platforma sahipler.

Teknoloji: kolay iletişim ve bilgiye hızla ulaşma avantajlarıyla kapımıza gelirken, siber zorbalık gibi kötü komşularını da yanında getirmeyi unutmadı.

Alay edilmek, hem gerçek hem de çevrimiçi dünyada çocuklar ve gençlerin üzerinde yıkıcı duygusal etkilere neden olabiliyor.

Araştırmalara göre: her 4 çocuktan 1’i siber zorbalığa maruz kalırken: 6 çocuktan biri’de bilerek veya bilmeyerek, siber zorbalık eyleminde bulunduğunu itiraf ediyor.  Siber zorbalık her geçen gün korkunç yüzünü bizlere farklı eylemlerle göstermeye devam ediyor. Maalesef. Bunun En yakın örneği ise: geçtiğimiz günlerde intihar eden üniversite öğrencisi Sibel Ünli idi.  İddialara göre Genç üniversite öğrencisi Sibel Ünli dış görünüşü nedeniyle siber zorbalığa maruz kalmış ve tüm  bunlara dayanamayarak hayatına son vermişti.

Peki: siber zorbalığın çocuğunuzun hayatının bir parçası olmasını engellemek istiyor musunuz?  Harika! O halde, vakit kaybetmeden hep birlikte  röportajımızın devamını okuyalım.  Bugünkü röportaj konuğum Psikolog Hatice Karatepe. Uzmanımıza siber zorbalık hakkında merak ettiklerinizi sorduk.

Merhaba. Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Merhaba, ben Klinik Psikolog Hatice Karatepe. Psikoloji lisansımı Yeditepe Üniversitesi’nde, yüksek lisansımı Okan Üniversitesi’nin Klinik Psikoloji bölümünde tamamladım. 6 yıldır Levent’te yer alan bir psikiyatri kliniğinde çocuk ve ergen psikoterapisti olarak çalışıyorum.

Nedir Siber zorbalık?

Siber zorbalık, bir başkasını taciz etmek, tehdit etmek, utandırmak veya hedef göstermek için teknolojinin kullanılmasına verdiğimiz isim… Doğrudan bir kişiyi hedef alan agresif ve kaba metinler, tweetler, yayınlar, mesajlar, gönderilere yapılan yorumlar siber zorbalığın çevrimiçi tehdit oluşturan yolları olarak karşımıza çıkıyor. Birini incitmek, alay etmek, taciz etmek veya üzmek maksadıyla oluşturulan bu metinler, görseller ve video içerikler, hedef alınan kişi talep etse dahi, genellikle yayından kaldırılmıyor ve çocukların, gençlerin veya yetişkinlerin üzerindeki tahrip edici etkisini sürdürüyor oluyor.

Siber zorbalık en sık hangi platformlarda görünür?

Siber zorbalığı en fazla sosyal ağ sitelerinde görüyoruz. Yanı sıra mesajlaşma uygulamaları, oyun siteleri, video paylaşım siteleri bu tür zorbalığın fazlaca yer aldığı mecraalar oluyor. Hedef kitle çocuklarsa, ebeveynlerin ilk akıllarına gelen –yasaklar- oluyor ancak kalıcı çözüm, bu platformların kullanılmamasından, yasaklanmasından değil, zorbalığa dair bireyleri bilinçlendirmekten ve güvenli internet kullanıma vurgu yapmaktan geçiyor

Siber zorbalık çeşitleri nelerdir?

Siber zorbalığın bilinen pek çok çeşidi var. Bir zorba, sizi taciz edebilir, kötüleyebilir, sizin kimliğinize bürünüp, ‘siz’miş gibi davranabilir, sizi zarar vermekle tehdit edebilir, dışlayabilir, şantaj yapabilir.

Taciz edebilir: Zorbanın, kaba ve aşağılayıcı mesajlar gönderme ve küfürlü olma eylemi bu başlık altında toplanabilir. Video ve fotoğraf uygulamalarında, online oyunlarda kötü ve küçük düşürücü yorumlarla saygınlığınızı zedeleyebilir.

Kötüleyebilir: İnsanların zorbalık amacıyla başkalarının fotoğraflarını değiştirdiklerine ve çevrimiçi olarak yayınladıklarına sık rastlıyoruz. Birinin fotoğraflarını alay etmek, sahte söylentiler ve dedikodu yaymak için paylaşmak bu kategoriye girmektedir.

Kimliğine bürünebilir: Sosyal ağlarda veya kimi uygulamalarda, sahte profillerin yaratılabildiğini biliyoruz. Zorbalık niyetinde olan kişi, size ait bir profilde adeta sizmişsiniz gibi paylaşımlar yapabilir ve utanç verici içerikler tasarlayabilir. E-posta hesabınıza izinsiz girebilir, bu zorbalık türü size ait ve herkesçe bilinmemesi gereken içerikleri riske atabilir.

Korkutabilir: Zorba, farklı sosyal ağlar üzerinden korkutucu, size zarar verme tehditleri ile rahatsız edebilir. Bu tür eylemler içerisinde olmak yasadışıdır, herhangi biri yaşanıyorsa mutlaka ilgili kurumlara ihbar etmek gerekir.

Dışlayabilir: Bu, bir başkasının, kasıtlı olarak grup mesajlarından, çevrimiçi uygulamalardan, oyun siteleri ve diğer çevrimiçi katılımlardan çıkartılmasıdır. Bu aynı zamanda sosyal bir zorbalık biçimidir ve oldukça yaygındır. Yapılan araştırmalara göre; her 4 çocuktan 1’inin siber zorbalığa maruz kaldığını, 6 çocuktan 1’inin ise –bilerek veya bilmeyerek- siber zorbalık eyleminde bulunduğunu biliyoruz.

Çocuğumuzun siber zorba mağduru olup olmadığını nasıl anlarız. Belirtileri nelerdir?

Bazen, çevrimiçi (siber) zorbalık, diğer zorbalık türleri gibi, ciddi ve uzun süreli sorunlara yol açabiliyor. Çocuğunuzun sürekli bir üzüntü veya korku halinde olduğunu, stresinin arttığını, ruh halinin değiştiğini, enerji seviyesinin azaldığını, uyku ve iştahla ilgili sorunlar yaşadığını fark ediyorsanız, bu belirtiler yolunda gitmeyen bir duruma işaret edebilir. Çocuğunuzda, olağandışı bir duygu durum gözlemliyorsanız, neyin yolunda gitmiyor olabileceğine dair güven ilişkisi içerisinde kalarak bir konuşma yapabilirsiniz.

Daha spesifik olmak gerekirse çocuğunuz;

İnterneti veya telefonu kullanırken veya kullandıktan sonra duygusal olarak çökkünlük/üzüntü yaşıyorsa,

Dijital hayatını fazlaca gizleme ihtiyacı hissediyorsa,

Aile üyelerinden, arkadaşlardan ve faaliyetlerden uzaklaşıyorsa,

Okul veya grup toplantılarından kaçınıyor, kendisini yalnızlaştırıyorsa,

Öfkeli ruh hali, davranış değişiklikleri, uyku bozukluğu veya iştah kaybı yaşıyorsa, suçluluk hisleri olduğu gözlemleniyorsa,

Bilgisayarı veya cep telefonunu kullanmayı bırakmak istemiyorsa, uygulamalardaki kontrolleri gün geçtikçe artıyorsa,

Anlık mesaj, metin veya e-posta alırken gerginleşiyorsa siber zorbalığı tanıtmak, risk altında olup olmadığını değerlendirmek gerekebilir.

Bir de madalyonun öteki yüzünden bakalım. Peki ya siber zorba kendi çocuğumuzsa. O zaman ne yapmalıyız, çocuğa karşı nasıl davranmalıyız?

Çocuğunuzun kötü davranan kişi olduğuyla yüzleşmek elbette üzüntü verici olabilir. Ancak, sorunla başa çıkmak ve ortadan kalkması için çocuğunuzla ekip olarak hareket etmek oldukça önem taşır. Çocuğunuzun, bir başka çocuğa zarar verici eylemleri olduğunu fark ettiğinizde, bu eylemleri hakkında onunla zaman geçmeden konuşun ve başkaları üzerindeki olumsuz etkisini açıklayın.

Şaka yapmak ve alay etmek çocuklara zararsız görünebilir, ancak diğerine duyguları üzerinde yıkıcı etkiye sahiptir. Birlikte, ötekinin duygularını anlayabilmeyi, tahmin edebilmeyi deneyin. Zorbalığı tarifleyin ve -herhangi bir biçimde- yapılmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayın. Devam ederse evde, okulda ve toplumda ciddi (bazen kalıcı) sonuçlar doğurabileceğini aktarın. Konunun özüne ulaşmak için, çocuğunuzun öğretmenleriyle, rehberlik danışmanlarıyla ve diğer okul yetkilileriyle konuşun. Bir çocuğu, başkalarına zorbalık yapmaya yönlendiren durumların belirlenmesini sağlayın. Öfkesini ve bir ötekine zarar verme davranışlarını kontrol altına alamadığını düşünüyorsanız, bir terapist eşliğinde öfke, incinme, hayal kırıklığı ve diğer güçlü duygularla sağlıklı bir şekilde baş etmeyi öğrenmesine yardımcı olun.

Profesyonel danışmanlık, çocukların güvenini ve sosyal becerilerini geliştirmeye yardımcı olabilir ve bu da zorbalık riskini azaltabilir. Unutmadan eklemeliyim ki; anne babanın iyi bir örnek oluşturması da, davranış değişikliği sağlamak adına bir hayli önem taşıyor. Çocuklarınızın dijital dünyadaki yaşamın yararlarını ve risklerini anlamalarına yardımcı olmak için, önce ona model olmanız gerekiyor.

Ülkemizde en sık karşılaşılan Siber zorbalık örnekleri hangileridir?

Ülkemizde teknolojiyi her yaş grubundan birey etkin olarak kullanıyor. Dolayısıyla, diğer ülkelerde sık karşılaşılan siber zorbalık örneklerinden farklı açılardan ayrıştığımızı düşünmüyorum. Ancak ergenlik dönemindeki danışanlarımdan sıkça duyduklarım şunlar; gönderilerine hakaret içerikli yorumlar yapılması, tehdit ve şantaj içeren mesajların yollanması, kimliğine bürünüp sahte hesaplar yaratılması, bunlar epey gündeme geliyor.

Daha çok kimler, hangi yaş grupları bu risk altında?

Aslında yaş grubuna indirgemenin doğru olmadığını savunuyorum. Yapılan araştırmalar da yaş ve siber zorbalık arasındaki ilişkinin anlamlı olmadığını göstermişler. Siber zorbalık, pek çok internet kullanıcısının sosyal medyada veya farklı akıllı telefon uygulamalarında karşı karşıya kalabileceği bir eylem. Sizi tanıyan ve tanımayan insanların hakkınızda doğrudan bilgi sahibi olabileceği bir alan içerisinde olmak, bu tür risklere hepimizi açık bırakıyor. Ancak, savunmasız olduğu düşünülen grup galiba, zorbaların ilk hedefi oluyor.

Siber zorbalığa maruz kalmanın duygusal ve davranışsal sonuçları nelerdir? Siber zorbalığın olumsuz sonuçları, okullarda deneyimlenen geleneksel akran zorbalığıyla benzerlikler gösteriyor. Siber zorbalık gören çocuklarda üzüntü, anksiyete, korku gibi duyguların daha fazla hissedildiği görülüyor, ayrıca araştırmalar, siber zorbalık deneyimi olan çocukların konsantrasyon bozukluğu nedeniyle okul notlarında düşmeler olduğunu ortaya çıkartıyor. Yanı sıra, okuldan kaçma, okula devamsızlık, isteksizlik, dalgınlık gözlemlenen belirtiler listesine eklememiz gerekenler…

Peki siber zorbalık nasıl önlenir?

Bu konuda çocuklara sağlanması istenen farkındalık mutlaka evde, anne baba ile başlamalıdır diye düşünüyorum. Akabinde, okullarda siber zorbalığın vereceği zararlardan korunmak için önleme ve müdahale çalışmaları yapılabilir. Siber zorbalığın özellikleri ve etkenleri ile ilgili ne kadar çok şey bilinirse, bu bilgiler önleme ve müdahale programları oluşturmada o kadar yararlı olacaktır.  Zorbalık karşıtı kuralları açık bir şekilde ifade etmek ve bu kurallara uyulmadığında oluşacak olumsuz sonuçları ortaya koymak gereklidir. Okulların zorbalık konusunda net sınırlarının olması, bu sınırların tekrarlayıcı biçimde gündeme getirilmesi yararlı olabilir.

Ebeveynler, Aileler siber zorbalıkla mücadele için neler yapabilir?

Kaynaklar, gençlerin %30’unun günde üç veya daha fazla saat internet kullandığını gösteriyor. İnternet kullanan gençlerin %50’si ise internetteki iletişimi sırasında anne babasının kendilerini çok az denetlediklerini ifade ediyorlar.  Anne babanın çocuğunu internette daha az denetlemesi, ergenin internette diğerlerine zorbalık yapmasını veya zorbalığa uğramasını %54 arttırıyor. Dolayısıyla buradan şu sonuç çıkıyor, ziyaret edebileceği veya edemeyeceği web sitelerinin belirlendiği, internet kullanımındaki güvenliğin vurgulandığı, ziyaret edilen sitelerin denetlendiği senaryolarda, çocuğumuzun zorbalığa uğrayabilme olasılığını düşürebiliyoruz.

Kullandığımız sosyal ağlarda zorbalık ve taciz ihbarı nereye yapılır?

Kullandığımız sosyal medya uygulamalarında, uygulama içerisinden ulaşabileceğiniz bir yardım merkezi bulunuyor. Bu, neredeyse her platformun içerisinde var. Başkalarına zorbalıkta veya tacizde bulunan fotoğrafları, videoları, yorumları veya profilleri şikayet etmek için bir form doldurmanız isteniyor, ardından uygulama yöneticileri ihbarı dikkate alıyor ve ilgili içeriği kaldırma veya hesabı askıya alma-kapatma yoluna gidebiliyor. Bir diğer seçenek, emniyet genel müdürlüğünün siber suçlarla mücadele birimine başvurmak olabilir. Size veya çocuğunuza yönelen tehditkar içeriklerle, size en yakın merkeze bildiri yapıp suç duyurusunda bulunabilirsiniz.

Konu ile daha fazla okuma yapmak isteyenlerin şu web sayfalarına göz atmalarını önerebilirim;

https://www.guvenliweb.org.tr

https://www.guvenlinet.org.tr

http://www.guvenlicocuk.org.tr

Kaynak: https://www.oncevatan.com.tr/roportaj/siber-zorbalik-bir-tik-uzaginizda-h147029.html

Önce Vatan Gazetesi

Çalışma Saatlerimiz

9:00 – 18:00
Pazartesi - Cumartesi

Bize Ulaşın

Teşvikiye mah, Hüsrev Gerede cad.
No: 92 Sema Apartmanı Kat: 2 Daire: 6 34365
Şişli/İstanbul
Tel: +90 533 024 7806

Sentia Psikoloji © 2024. Tüm Hakları Saklıdır. Web Tasarım