Bebekler dünyaya geldiği anda aktif durumda olan sinir sistemleriyle yoğun bir stres yaşar. Tüm bu stresle nasıl baş edebileceğini bilemez, geldiği dünya hiç bilmediği bir yerken ancak bakım veren tarafından fiziksel ve duygusal ihtiyaçları karşılandığında ve sürdürüldüğü taktirde dünyanın bilinirliğini, güvenli bir yer olduğunu hissedebilir. Bebek olarak dünyaya geldiği anda hissettiği yoğun stresi yatıştırabilecek bir beceriye sahip değildir. Fizyolojik olarakgereksinimleri, oyun ihtiyacı, şefkat ihtiyacı karşılanmış olsa bile bazen bebekler gerilimlerini atmak için de ağlayabilirler. Ağlama sayesinde; acıktığında beslenme ihtiyacını, zorlandığında yatıştırılma ihtiyacını bakım vereni sağlar. Onun sıcaklığı, teması ve yatıştırıcı sesi bebekte dünyanın güvenilir bir yer olduğu algısının oluşmasına yardımcı olur. Tüm bunlar bakım verenin kendi ihtiyaçlarını fark edip buna yönelik duygularını düzenleyebildiği koşulda mümkün olacaktır. Peki nedir bu duygu regülasyonu, neleri içerir?

Gratz ve Roemer (2004) duygu düzenleme tanımını belirli bir bağlamın talepleri göz önüne alındığında, kişinin duygusal deneyimleri tanımlama, izleme ve bunlara yanıt verme becerileri olarak kavramsallaştırmıştır.

Dünyaya yeni gelen, çaresiz ve bakıma muhtaç bebeğin bakım vereninin de kendi regülasyonunu sağlayabilmesi son derece önem taşımaktadır. Oksijen maskesini ilk önce kendisine takmayı bilmeyen bir bakım veren, bunu bebeğe de uygulayamaz ve öğretemez, bu kadar keskin ifade etmezsek zorlanma yaşayabilir diyebiliriz. Bu noktada bebek sakinlemeye ve yatışmaya ihtiyaç duyduğu bir kucakta daha fazla stres ve tetikte hisseder. Kendi duygularının farkında olan, bu ağlamanın bir ihtiyaç ve bir sinyal olduğunu bilen ebeveyn bebeği yatıştırabilir ona dünyanın güvenli bir yer olduğunu tekrarlı deneyimlerle sunabilir. Bu sayede bebek, olumsuz deneyimler dahi olsa tekrarlanan olumlu deneyimlerle bu olumsuzlukla başa çıkılabildiğini öğrenir.

Duygu düzenlemede 0-4 yaş aralığına kadar bakım veren desteği kritiktir. Bebek/çocuk buralarda bakım veren ebeveynleriyle deneyimlediği tüm yaşam tecrübelerini yetişkin dünyasında “öteki” ve “kendi” ile kurduğu ilişkide kullanacaktır. Bu noktada bakım verenin kendi ebeveyni ile olan hikayesi ilişkiyi etkiler.

Isabelle Filliozat, çocukların davranışlarını değiştirmek için ihtiyaç duyduğu şeyleri; yaşadığı stresle başa çıkabilmesi için ebeveynin yardımının önemli olduğunu vurgular. Bu sayede

ebeveyn iletişim kurduğunda oksitosin salınımını arttırırken, amigdalayı sakinleştirir. Böylelikle Filliozat, problem çözümü için çocuğa rehberlik etmiş olduğunu savunur.

Temelde stres, spesifik olmayan bir tepkiyken, duygu spesifik bir tepkidir. Bu noktada ebeveyn çocuğun duygularını aynaladığında, onun üzerinde strese yol açan durumu anlamlı bir duyguya dönüştürebilir ve yatıştırarak çocuğun duygusunu düzenleyebilir. Çok yoğun seviyede ağlayan bir çocuğun sinir sistemi harekete geçmiş durumdadır. Söz konusu durumda çocuk, iletilen hiçbir mesajı yeterince yatışmadan alamaz. Sağlıklı iletişim ve bağ kurulması için yatıştırılma önceliktir.

Örneğin; Çocuklar duygularını gösterdiklerinde görmezden gelmek yerine “biliyorum şu anda çok öfkelisin, şu nedenle öfke duyuyorsun.” şeklinde duygularını aynalamak ve sağlıklı ifade yolu için seçenek sunulabilir. “Öfkelisin ancak şunu yapmana izin veremem, bunun yerine minderde zıplayabilirsin, elmayı ısırabilirsin” gibi davranışlarını farklı kanallara yönlendirerek, duygu ifadesine izin vermek faydalı olacaktır. Kimi zaman “hırçınlık, inat, davranış problemi” gibi görünen durumlar çocuğun duygusal ihtiyacını yansıtır. Ebeveyn olarak sizin ruhsal durumunuz son zamanlarda nasıl, bunu gözden geçirebilirsiniz. Çünkü çocuklar için ebeveynin ruhsal durumu, onların duygusal dünyası için oldukça etkileyicidir.

Son olarak Edip Cansever’in de belirttiği gibi “Gökyüzü gibidir çocukluk, hiçbir yere gitmez.”

Çalışma Saatlerimiz

9:00 – 18:00
Pazartesi - Cumartesi

Bize Ulaşın

Teşvikiye mah, Hüsrev Gerede cad.
No: 92 Sema Apartmanı Kat: 2 Daire: 6 34365
Şişli/İstanbul
Tel: +90 533 024 7806

Sentia Psikoloji © 2024. Tüm Hakları Saklıdır. Web Tasarım